30 Nisan 2009 Perşembe

Mimar Sinan-2

Resim: Mimar Sinan'ın evi
Kayseri'de:
Dedesi Doğan Yusuf Ağa,Kayseri'de marangozluk işleri yapacaktı.Sinan'da beraber gitti.Kayseri'de pek çok camiler, medreseler,türbeler,darüşşifalar,çeşmeler vardı.Genç ve sağlam yapılı bir delikanlı olan Sinan,bu sanat eserlerinin birinden diğerine koştu.Kapılarındaki işçiliğe hayran oldu,kemerler altında durdu.İnsan zekasının,eliyle yarattığı güzellikleri doya doya seyretti.
Birgün Honat Hatun türbesinin dış kısmında oturmuş,mermerin oyulup işlenmiş kaideye doğru inen,daralan güzel şekline bakıyor,onu toprak üzerine bir değnekle çiziyordu.
Babası köyde ona okuma yazma öğretmişti.Sinan bununla yetinmiyor,çok şeyler öğrenmek istiyordu.Akıldan hesap yapmaktaki ustalığı,aile ve komşuları arasında dillere destan olmuştu.Hele resim çizme sanatına diyecek yoktu.Elinde ne çeşit malzeme olursa olsun,hemen bir şeyler çizer ve şekiller yapardı. İçinden:''Ah!Ben de bir cami yapabilsem!'' diye geçirir,Tanrıya bu dileğini yerine getirmesi için dua ederdi.
Sinan,çocukluk yaşından başlayarak,dedesiyle birlikte gurbet ellerinde dolaşıyor,bir yandan dedesine yardımcı olarak çalışıyor,diğer yandan da durmadan etrafı inceliyordu.Sinan,Kayseri'ye pek sık gelmeye başlamıştı.Köyde artık pek az kalıyor, buradaki medreselerde okuyor,yine dedesiyle çalışıyor,kafası durmadan mimari eserler üzerinde işliyordu.
Artık 22 yaşına ulaşmış,görgüsü artmış,bilgisi çoğalmıştı.
Sinan Devşirme askeri:
1512 yılında Ağırnas önemli bir olayla çalkalandı.İlk defa olarak ''devşirme'' asker toplanacaktı. Sinan'ın babası Abdülmennan'a toplanan devşirme topluluğuna yazıcılık etmek üzere görev verilmişti.O da ilk iş olarak oğlu Sinan'ı yanına almaya karar verdi.
Kafile ile,yollarda birçok kervansaraylarda kalmışlar,kaleler görmüşler,çeşitli türbeler önünden geçmişlerdi.Kafiledeki delikanlılar arasında Sinan bazen canlı,neşeli,bazen de düşünceli ve dalgın görünüyordu.Yol aylarca sürmüştü.Sinan,tabiata da aşıktı.Yol boyunca rastladıkları uçsuz bucaksız ovalar,yalçın dağlar,sık ormanlar,çağlayarak akan sular delikanlıyı kendinden geçiriyordu.Nihayet denize ulaşmışlar,İzmit'den geçerek Gebze kalesine gelmişlerdi.Sinan, denizin enginliğini ilk defa buradan seyretmişti.
_ devam edecek _

Hiç yorum yok: