24 Nisan 2009 Cuma

bir telefon

iki gün önce üç yıldır görüşmediğim birinden telefon geldi. iş yerimdeyim, başım kalabalık.açar açmaz şöyle bir cümle: seni çok özledim!!!

aradan uzun zaman geçse de sesi tanıdım hemen ama bir anda ne diyeceğimide bilemedim doğrusu. biraz kırgın ayrılmıştık.sesindeki samimiyet bunu düşündürmedi hiç bana. geçmiş gitmiş,üç günlük dünya. çok büyük bir sebepden dolayı oluşmamıştı bu kırgınlık zaten. ne yalan söyleyeyim içim bir hoş oldu. çok fazla konuşabilecek durumdada değilim işin kötüsü,hazırlıksız yakalandım. kabalık etmekde istemiyorum. birden birbirimizi ne kadar iyi tanıdığımızı düşündüm. o, üç yıl geçmesine rağmen birden telefon açıp doğrudan mevzuya girebiliyordu,çünkü benim ona kötü bir karşılık vermeyeceğimi bilecek kadar tanıyordu beni. birden rahatladım,''ben de,ödeme yapıyorum arıcam seni'' dedim kısa ve net. ve tekrar ''bende seni özledim'' dedim. hiç de bozulmadı,tam tersine arayacağımdan emin,tahmin ettiği gibi bir sonuçla karşılaştığı için mutlu bir ses tonuyla ''peki'' dedi.

ve bir daha aramadım onu...

:)))))

tabi ki aradım.o kadar çok laf birikmiş ki ikimizde şaştık kaldık.bazı insanlar vardır herşeyini herkese anlatır,bazıları konuşmak istediklerini özel olarak bazı insanlara saklarlar.o insan yoksa o sıralar etrafında konuşulmaz içinde kalır. o konuları,o insanla konuşmak önemlidir,keyiflidir. bazılarıda hiç konuşmaz. işte bizim birikimler birbirimize sakladıklarımızdan ötürü biraz fazlalaşmış. çok kısa bir zaman diliminde o kadar çok şey anlatıldı ki karşılıklı... seni anlayan,dilini bildiğin biriyle sohbet etmekde ayrı bir zevk hakikatten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder